Türkiye Bilişim Derneği tarafından bu yıl 27. kez düzenlenen Ulusal Bilişim Kurultayı için Ankara’da bulunduğum günlerde, Türksat’ın Gölbaşı’ndaki merkezini ziyaret etme fırsatı buldum. Türksat Basın Danışmanı Ünal Özdem’in davetlisi olarak bir grup gazeteci önce Ulaştırma Bakanlığı’na, oradan da bizim için hazırlanan servisle Gölbaşı’na geçtik.
Türkiye’nin uydu teknolojisine sahip olması, yönetmesi ve bu alandaki vizyonunun devamı için en önemli kuruluşumuz olan Türksat’a davet edilme nedenimiz, TÜRKSAT 1C uydusunun emekliye ayrılmasıydı. 1990 yılında 200 milyon dolara ihale edilen, 10 Temmuz 1996’da uzaya gönderilen ve bugüne kadar 400 milyon Dolar gelir elde edilen TÜRKSAT 1C, biraz da uzatmalı olarak 14 yıl görev yapmış ve ömrünü tamamlamıştı. O günün anısına, Türksat’ın girişindeki uydu maketlerinin yanına TÜRKSAT 1C plaketi alkışlarla çakıldı ve 1C tarihteki yerini aldı.
Burada düzenlenen basın toplantısında, Türksat Genel Müdürü Özkan Dalbay, Türkiye’nin uydu teknolojileri alanındaki vizyonu hakkında önemli bilgiler verdi. Türkiye’nin, 2019’da ikisi yerli yapım olmak üzere 7 uydusunun uzayda olacağını öğrendik. Şu ana kadar yurtdışından sağlanan uydu teknolojisini, Türkiye’de de geliştirmek ve kendi ürünümüz olan uydulara sahip olmak çok önemli. Her şeyden önce, uydu üretimi konusunda teknoloji birikimi sağlamak gerekiyor.
Yeni dönemde Türksat 4A ve 4B uydularının hayata geçirilmesi gündemde. 2015’te ise Türkiye’de üretilmiş ilk uydu olarak Türksat 5A üzerinde bayrağımızı göreceğiz. Ardından 2017 ve 2019’da yerli yapım iki uydu daha fırlatılacak. Hedef 2019’da küresel ölçekte uydu kapasitesine sahip olmak. Bunun için gerekli olan vizyonun Türksat’ta varolduğunu, yaptımız bir kaç saatlik ziyarette gözlemlediğimi söylemeliyim.