1983 yılında Richard Stallman tarafından duyurulmuş olan ‘Özgür yazılım hareketi’ (GNU) artık çeyrek yüzyılı geride bıraktı. 20 Eylül ‘Özgür Yazılım Günü’nde tüm dünyada özgür yazılımın gümüş yıldönümü kutlandı.
Linux Kullanıcıları Derneği, konuyla ilgili açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Her ne kadar 25. yaşı kutlansa da hareketin felsefesi birçok yönden tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Örneğin; Özgür Yazılım ile Bedava Yazılım kavramlarının genelde birbirine karıştırıldığını görüyoruz.
Özgür Yazılım, yazılımın veya verilen desteğin ücretlendirme biçiminden çok, kullanıcının yazılımla ilgili hakları ve yapabilecekleriyle ilgilenir. Kavramı netleştirmek için şöyle bir örnek kullanılabilir:
Diyelim ki bir ev satınaldınız ve istediğiniz gibi döşediniz. Bu hakkı kimse sizden alamaz. Hatta dilerseniz şeklinde değişiklik yapabilir ve sonra yine isterseniz başkasına para karşılığında ya da karşılıksız olarak verebilirsiniz. Sonuçta ev sizindir ve ev ile ilgili ne yapmak istediğinize siz karar verirsiniz. Özgür yazılım kavramı da bu örneğe benzemektedir.
Özgür yazılımlardan oluşan işletim sistemleri ve araçlarının geliştirilmesini, ortaya çıkarılan projelerin bir çatı altında toparlanmasını hedefleyen Özgür Yazılım Vakfı (Free Software Foundation), özgür yazılımlarını koruma altına almak üzere Genel Kamu Lisansı’nı (General Public Licence) duyurmuştur. Bu lisans ile;
- Yazılımı kullanan kişi, onu dilediği amaç doğrultusunda çalıştırmakta özgürdür.
- Yazılımı kullanan kişi, yazılımın nasıl çalıştığını incelemekte ve kendi gereksinimleri doğrultusunda, yazılım üzerinde değişiklik yapmakta özgürdür. Eğer bu değişikliği yapabilecek düzeyde bilgi sahibi değilse, başka birine yaptırabilir.
- Yazılımı kullanan kişi, elindeki yazılımı dağıtmakta ve toplum ile paylaşmakta özgürdür.
- Yazılımı kullanan kişi, yazılımı geliştirmekte ve geliştirdiği yazılımı toplum ile paylaşmakta özgürdür.
Genel Kamu Lisansı hükümlerine bakıldığında pek çok yönden iddialı ve yenilikçi olduğu görülmektedir. Ancak günümüz ekonomik dengelerinde, herhangi bir yazılımı kullanan kişinin, yazılım üzerinde yazılımı geliştiren kadar hakka sahip olması, kolaylıkla anlaşılabilen ve kabul edilebilen bir durum değildir. Özgür yazılım hareketi ile birlikte yazılım, üretim aşamasının en başından ürün biçiminde sunulduğu son ana kadar, tüm aşamaları toplumun önünde açık bir şekilde gerçekleşir ve sonucunda toplumun yararına geliştirilmiş olur.
Günümüzde kapalı kaynak kodlu ya da sahipli olarak ifade edilen yazılımların kullanıcılarının bir bölümünün, bu yazılımları lisansız kullanarak bir ‘suç’ işlediği bilinmektedir. Geriye kalan kullanıcılardan lisans ücreti ödeyip yazılımı satın alanlar da aldıkları yazılımın asla sahibi olamamaktadırlar. Satın aldığı yazılımı belirlenen yetkilerde ve şekilde kullanım dışında herhangi bir eyleme girişmeleri ise kısıtlanmaktadır.
Yukarıda sözü edilen durum, esasında trajik bir durumdur. İnsanoğlunun bitmek bilmeyen hırsının, insanlık değerlerinden kopuşunun acınası halidir. Hakların ve özgürlüklerin bedel dahilinde olsa dahi kısıtlandığı, insanlık için yapılan, bilimsel, paylaşımcı, gelişimci ve idealist yaklaşımların öldürüldüğü bir sistemdir.
Bu eylemsellik ile bilgiye aç, üretmek isteyen beyinleri bir zindan içinde bulursunuz, yeni ufuklar yeni sınırlar keşfetmenizin, bunları aşıp, bir şeyler üretmenizin ve topluma yararlı olmanızın getireceği mutluluğu tatmanızın engellendiğini görürsünüz.
Kaynak kodları açılmış, sizi özgürlüğün kollarına bırakmış projelerde, sıradan bir insan olarak proje üzerinde yeni fikirler üretip bunları uygulamaya dökebilir ve katkıda bulunabilirsiniz.
Richard Stallman tarafından başlatılan Özgür Yazılım hareketi, genel anlamda teknik bir konu olarak düşünülebilir. Bir bakış açısına göre doğrudur da! Ancak, bu hareket teknik bir kavramdan daha fazla etik, politik ve sosyolojik bir bakış açısına ve anlama sahiptir. Bu hareketin ne olduğunu ve etkilerini daha iyi incelemek gerekir.
Herşeyden önce, Özgür Yazılım Hareketi, özgürlükleri korumaya yönelik bir felsefi akım ve ilk ortaya çıktığı döneme göre devrim niteliği taşıyan bir düşünce sistemidir.
Gökyüzünde kanat çırparak ilerleyen bir leylek ile bu felsefeyi özümsemiş birinin, bilgisayarının başına oturup, parmaklarını çıtlatıp, klavyeye dokunmaya başlaması arasında temelde hiçbir fark yoktur.
Muhtemelen her ikisini gördüğünüzde de size hissettirdikleri aynı olacaktır.
Linux Kullanıcıları Derneği olarak biz de özgür yazılım felsefesinin parçası olmaktan büyük mutluluk duymaktayız.
Doğum günün kutlu olsun, GNU ve Özgür Yazılım. Nice özgür yıllara!”