Shadow

Bilişim STK’larından haklı çıkış: Suçlu internet değil!

Türkiye’de bilişim konusunda uzmanlaşmış Sivil Toplum Kuruluşları; son günlerde basında sıkça gündeme gelen ‘bilişim suçları’ konulu haberler ve TBMM gündemindeki Bilişim Ağı Hizmetleri’nin Düzenlenmesi ve Bilişim Suçları Hakkında Kanun Tasarısı konusunda ortak bir bildiri yayımladı. Ortak bildiride Bilişim STK’ ları internetin sınırlandırılması değil, suçun cezalandırılması konusuna dikkat çekti.

Kamuoyunda bir süredir tartışılmakta olan ‘Bilişim Ağı Hizmetlerinin Düzenlenmesi ve Bilişim Suçları Hakkında Kanun Tasarısı’nın gündeme gelmesi ile aynı tarihlerde ülkemizde ‘çocuk pornografisi’ ile ilgili bir çok haberin basın yayın organlarında yer aldığı görülmüştür.

Basın yayın organlarında çıkan haberlerin arkasından başta Başbakan olmak üzere çeşitli Bakan’ların yaptığı açıklamalar sonrasında, Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı ve üzerinde tartışılması ve ilgili çevrelerin eleştirileri ile yeniden düzenlenmesi gereken taslaktan ayrı ve bağımsız başka taslakların da hazırlandığı anlaşılmıştır. Ancak bu doğrultuda hazırlanan yeni taslakların da özellikle hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması bakımından bu konuda daha önce dile getirilen eleştirileri gidermekten oldukça uzak olduğundan endişe edilmektedir.

Ne yazık ki tüm bu tasarı ve taslakların İnternet’in izlenmesi, sansüre uğratılması ve Internet ortamında kullanılabilen hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına yönelik mekanizmaların ortaya konulması sonucunu doğuracağı kaçınılmazdır. Oysa İnternet, gelişmiş toplumlarda, düşünce ve ifade özgürlüğünün en somut biçimde uygulama alanı bulunduğu bir ortamdır. Bu nedenle İnternet’in kişisel hak ve özgürlükler kapsamında ele alınması gerekir.

Esasen söz konusu tasarı ve taslaklarla önüne geçilmesi amaçlanan suçların tanımı ve kapsamı Türk Ceza Kanunu açıkça düzenlenmiş olup, bu suçların Internet aracılığıyla işlenmesi suçun tanımını ve unsurlarını değiştiren bir nitelik arz etmemektedir.

Özellikle son günlerde ülke gündeminin baş sıralarına oturan çocuk pornografisi ve Internet aracılığıyla işlenen suçlar hakkında gerek basında gerek kamuoyunda süregelen tartışmalar kanaatimizce anılan tasarı çalışmalarını hızlandırıcı rol oynamıştır. Ancak söz konusu tasarı ve taslakların, konunun çok yönlü ve geniş kapsamlı olması sebebiyle, son derece titiz ve geniş katılımlı bir çalışma ile hazırlanması gerekirken günlük endişeleri gidermeye ve kamu vicdanını rahatlatmaya yönelik reaksiyonlar olmaktan öteye gidememesi amaçlanan sonuçtan uzak hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı düzenlemelerin ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir. Sonuç olarak ‘çocuk pornografisi’ni engellemeye yönelik düzenlemeler fiiliyatta tüm Internet kullanıcılarının hak ve özgürlüklerini ortadan kaldıracak kadar geniş hükümlere yer vermemesi gerekmektedir.

Sektörde faaliyet gösteren STK’lar olarak, Türkiye’nin ‘çocuk pornografisi’ üretici olan bir ülke olmadığı gerçeği karşısında, yaşanan sorunun adının doğru konması ve ‘ölçülülük’ prensibi çerçevesinde düzenlemeye gidilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Hukuk tarafından getirilecek her düzenleme, ister istemez bir sınırlandırmayı beraberinde getirecektir. Bilişim ağı hizmetlerinin düzenlenmesi ve kurallarının belirlenmesi mutlaka gerekmektedir. Bu bağlamda yasal düzenleme gerekli ve zorunludur. Ancak, sorunların ortaya çıkış sebepleri göz ardı edilerek, Türk toplumunun haklı ve yerinde olarak hassas olduğu ‘çocuk pornografisi’ üzerinden tartışmaları götürmek ve bu eksenden hareket ederek İnternet’i düzenlemek sağlıklı bir sonuç doğurmayacaktır.

Konunun önemi ve düzenlemenin getireceği sorunları öngörerek acele edilmeksizin ama zaman kaybedilmeksizin tüm internet aktörlerinin temsilcilerinin görüşü de alınarak ve görüşler mümkün olduğu kadarıyla yasa taslağına yansıtılarak, Anayasa ve uluslararası anlaşmalar ile güvence altına alınan kişisel hak ve özgürlükler boyutu da gözetilerek, sorunun gerektirdiği ölçüde, etkili ve sorunla orantılı bir düzenleme yapılması akılcı ve bilimsel olan yol olacaktır.

Sonuç olarak, bilişim sektöründe faaliyet gösteren STK’lar olarak, ‘çocuk pornografisi’ni engellemeye yönelik düzenlemelerin eksik yönleri olsa da, halen yürürlükte olan TCK’da ilişkili düzenlemelerin bulunduğu ve mevcut haliyle bile suçla ilgili soruşturma ve kovuşturmaların adli makamlar nezdinde sürdürülmesinde ciddi sıkıntılar yaşanmadığı da göz önüne alınarak, ülkemiz açısından son derece önemli olan Bilişim Suçları konusunun bilişim oyuncularının da görüşleri alınarak sağlıklı bir düzenleme ile ele alınması için Bakanlar Kurulu, ilgili Bakanlıklar ve TBMM’nin gerekli duyarlılığı ve önemi göstereceğine inancımız olduğunu bildirir, aksi takdirde kaybedenin Türkiye olacağını hatırlatırız.

Bilişim ve Yazılım Eser Sahipleri Meslek Birliği – BİYESAM
Bilişim Muhabirleri Derneği – BMD
İnternet Teknolojileri Derneği – İNETD
Linux Kullanıcıları Derneği – LKD
Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği – MOBİSAD
Türkiye Bilişim Derneği – TBD
Türkiye Bilişim Vakfı – TBV
Telekomünikasyon ve Enerji Hizmetleri Tüketici Hakları ve Sektörel Araştırmalar Derneği – TEDER
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği – TELKODER
Türk Elektronik Sanayicileri Derneği – TESİD
Tübider Bilişim Sektörü Derneği – TÜBİDER
Türkiye Bilişim Sanayicileri ve İşadamları Derneği – TÜBİSAD
Tüm Telekomünikasyon İş Adamları Derneği – TÜTED
Yazılım Sanayicileri Derneği – YASAD